Kansere İyi Gelen Bitki: Işgın Otu

Kanser; vücutta hücrelerin anormal ve kontrolsüz büyümesi, sürekli çoğalması sonucunda oluşur. Bu şekilde büyüyen ve çoğalan hücreler bir zaman sonra sağlıklı dokulara da yayılabilir ve bu sebeple kanser hastalığı diğer organları da istila edebilir. Bu noktada bağışıklık sistemi çok önemlidir.

Kanserin oluşması evvela genetik sebeplere bağlı olabilir. Ailenin geçmişinde kanser olması gelecek nesle aktarılmasına sebep olabilmektedir. Fakat bununla beraber çevresel faktörlerin, tüketilen gıdaların, yetersiz beslenmenin, sigara ve alkol gibi zararlı maddeleri kullanmanın da elbette kanser oluşumunda etkileri vardır.

İçindekiler

Kanseri Tetikleyen Başlıca Faktörler

Genetik Faktörler: Ailenin geçmişinde kanser hastalıklarının olması genetik olarak gelecek nesillerde aynı kanser türünün görülmesine sebep olabilmektedir. Genetik unsurlar bu noktada en etkili faktörlerden biridir. Bu bağlamda genlerden taşınabilen kanserlere karşı daha hassas olabilmek adına ailenin geçmiş sağlık öykülerini bilmek ve tüketilen besinler başta olmak üzere yaşam biçimine dikkat etmek gerekir.
Zararlı Maddeler: Sigara, alkol ve benzeri zararlı maddeler kanserin birçok çeşidini tetiklemektedir. Bu gibi maddelerin tüketiminden kesinlikle kaçınılması gerekmektedir.
Kilo Kontrolü: Aşırı kilo ve hareketsiz yaşam sağlık problemlerini beraberinde getirebilir. Her şeyin aşırısı sorunların ortaya çıkmasında tetikleyici bir rol oynamaktadır.
Beslenme Biçimi: Doğal olmayan, katkı maddeleri fazla olan yiyecek ve içecekler kanserli hücre oluşumunda etkileyici bir unsurdur. Vücudun sağlığı doğal ve sağlıklı besinlerle korunmalıdır.
Cinsel İlişki: Güvensiz cinsel ilişkiler birtakım kanser risklerini artırmaktadır. Cinsel sağlığa ve buradaki hijyene dikkat edilmesi, hassas olunması gerekmektedir.
Radyasyon: sıklıkla bulunulan ortamda radyasyon ve kanserojen kimyasallar kanser oluşumunda önemli rol oynamaktadır.

Kanser Belirtileri

Kanser hastalığının çokça çeşidi vardır ve epey de yaygındır. Türüne göre değişmekle beraber genel anlamda kanser belirtileri şöyledir:

Halsizlik,
Kilo kaybı (ani ve kontrolsüz),
Nefes darlığı, öksürük,
Sebebi bilinmeyen kanama ve morluklar; kızarıklık ve sararmalar,
Kapanmayan yaralar,
Derinin altında oluşan yumru ve kitle,
Ses kısıklığı,
Kas, kemik ve karın ağrısı,
Yutma güçlüğü,
Ateş ve terleme (özellikle gece terlemeleri)

Türkiye’de En Çok Görülen Kanser Türleri

Sağlık Bakanlığının yaptığı çalışmaya göre ülkemizde en sık görülen kanser türleri şunlardır:

Meme kanseri
Tiroid kanseri
Kalın bağırsak kanseri
Rahim kanseri
Akciğer kanseri
Yumurtalık kanseri
Mide kanseri
Non hodgin lenfoma
Rahim ağzı kanseri
Beyin ve sinir sistemi kanserleri

Kanser Tedavisi

Kanser de tıpkı diğer hastalıklar gibi erken teşhis ile tedavideki başarısını artırmaktadır. Teşhis için bazı görüntüleme testleri (MR, röntgen, CT taraması) yapılabilir; kan testleri ve biyopsi ile kanser ve türü tespit edilebilir. Kansere dair tedavi yöntemleri her geçen gün daha artmakta ve sürekli gelişmektedir. Erken teşhisin de süreci değiştirdiği kanser hastalığı çeşitli cerrahi operasyonlar, kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi yöntemleri ile tedavi edilebilir. Tamamen iyileşme söz konusu olabileceği gibi kanserin yeniden nüksetmesi mümkündür. Aynı zamanda kanserin oluşturduğu bazı durumlar sebebiyle ömür boyu dikkat edilmesi gerekebilir. Örneğin tiroid kanseri için yapılan operasyonlarda tiroid bezleri tamamen alındığında ömür boyu belli ilaç ve benzeri tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.

Kanserin tamamen önlenmesi mümkün olmayabilir. Ancak en azından riskler azaltılabilir. Kanser riskini azaltabilmek adına:

Sigara ve alkol tüketilmemeli hatta sigara içilen ortamlarda bulunmamaya özen gösterilmelidir.
Beslenmeye dikkat edilmeli; meyve, sebze tüketimi artırılmalı ve bolca su içilmelidir. Paketli ve işlenmiş gıdalardan olabildiğince uzak durulmalıdır.
Kilo kontrolü sağlanmalı, olması gerekenden az ya da aşırı kilodan kaçınılmalıdır.
Güneşte fazla durmamaya özen gösterilmeli, güneşin de aşırısının zarar verebileceği unutulmamalıdır.
Spor, egzersiz yaparak vücut harekette tutulmalıdır.
Genetik faktörler unutulmamalı ve şayet aile geçmişinde kanser varsa, belli aralıklarla tarama yapılmalıdır.

Kanser Tedavisine Bitkisel Destek

Kanser hastalığının doktor tedavisinin yanında bitkisel desteklerle de iyileşmesi sağlanabilir. Bunun için doğadaki en değerli bitkilerden biri “ışgın otu”dur.

Işgın otu, kuzukulağı familyasına ait, ekşimsi bir tada ve kalın bir yapıya sahip, 40-150 cm boylarında bir bitkidir. Sarımtırak ve beyaz çiçekleri ve kahverengi, kırmızımsı meyveleri vardır. Soyularak yenir. Bu sebeple “doğu muzu” ve “yayla muzu” olarak da bilinir. Çiçekleri kokuludur. Mayıs, haziran aylarında dağlık bölgelerde bulunur. Ülkemizde Erzurum, Malatya, Bingöl, Sivas ve Muş’ta yetiştirilir. Işgın otu, C vitamini ve polifenoller bakımından zengindir. A, B1, B2, E ve K vitaminlerini de barındırır. Meyve ve salata olarak tüketilebilir. Kaynatmak suretiyle çayı da içilebilir.

Işgın otunda polifenol ve antioksidan özelliği mevcuttur. Bu sayede kansere karşı ciddi etkileri bulunmaktadır. Işgın otu denilince evvela kansere olan faydası bilinir. Vücuttaki kanser hücrelerinin oluşmasını ve yayılmasını engeller. Kansere karşı vücudun direncini artırır. Özellikle lösemide faydası görülür.

Işgın otunun faydaları bununla sınırlı değildir:

Vücuttan toksinlerin atılmasında yardımcı olur.
Kan şekerini destekler, şeker hastalarına tavsiye edilir.
Böbrek taşı düşürmede yardımcıdır.
Kolesterolün düzenlenmesinde etkilidir.
Astım ve nefes darlığına, öksürüğe iyi gelir. (kaynatılıp suyu içildiğinde)
İştah açıcıdır.
Bağırsakların çalışmasında etkilidir.
Mideyi korur.
İdrar söktürücüdür.
Gaz söktürücüdür.
Ateş düşürücü özelliği vardır.
Ciltteki lekelenmelere faydalıdır. Bunun için kabuğunun içi lekelerin bulunduğu bölgeye sürülebilir.
Kemik erimesini önler.
Stres, yorgunluk ve uykusuzluğa iyi gelir.