Prolaktin Hormonu Nedir?
Prolaktin, 199 Aminoasitten oluşan bir peptit hormonudur. Molekül yapısı üç intramoleküler disulfid bağı ile bağlı tek bir aminoasit zincirinden oluşur. Beyinde hipofiz ön bezinde laktotrop hücreler tarafından üretilir. Salgılanması hipotalamus tarafından kontrol edilir. Aynı zamanda merkezi sinir sistemi, bağışıklık sistemi, uterus ve onunla ilişkili gebelik dokuları ile birlikte meme bezinin kendisinde de üretilir. Latince ve Yunanca’da “lac” ve “galactos” kelimelerinden türemiş olup, iki kelime de “süt” anlamına gelir. Genç memelilerin emzirme uyarısına yanıt olarak süt üretimini teşvik ettiği için bu ismi almıştır. Ancak yalnızca süt üretiminden sorumlu değildir. Fizyolojik olarak bugün 300’den fazla etkisi bilinmektedir. Ana işlevi hamilelik ve emzirme dönemlerinde meme bezlerinin gelişmesi ve süt üretimidir. Gebelik döneminde laktotrof hücrelerinin sayısının artmasıyla beraber prolaktin seviyesi hızla yükselir. Emzirme esnasında ise nöroendoktin bir reflex ile prolaktin salgısı artar. Prolaktin seviyesi yükseldiğinde cinsiyet hormonlarının salınımında farklılıklar oluşur. Emzirme döneminde adetin durması, ikincil amenore, libido kaybı görülür.
Prolaktin Salgısı Nasıl Düzenlenir?
Prolaktin salınımı TRH (Tireotropik salınım hormonu) tarafından uyarılır. Salgılanması hipotalamus tarafından kontrol edilir. Prolaktin salgısını baskılayan hormon ise Dopamin’dir. Dopamin, D2 reseptörleri üzerinden laktotrop hücrelere etki ederek prolaktin salgısını azaltır. Dopamin yanında GABA , TRH, oksitosin ve nörotensin gibi faktörler tarafından uyarımı ve baskılanması düzenlenir.
Fizyolojik olarak prolaktin salgısı hamilelik döneminde artar, bunun yanında emzirme sırasındaki nöroendokrin reflex de prolaktin salgısının artmasını sağlar, bu sayede süt üretimi gerçekleşir . Buna karşın ışık, ses, koku ve stres gibi çevresel faktörler prolaktin salgısının azalmasına sebep olabilir. Hamilelik esnasında artan prolaktin doğumla birlikte en yüksek seviyeye ulaşır, emzirme döneminde de yüksek seyreder, daha sonra düşer. Sirkadiyen ritimle düzenlenen prolaktin salınımı en fazla uyku esnasında (REM uykusu) gerçekleşir. Sabah 4-6 arasında maksimum seviyeye ulaşır.
Prolaktinin Biyolojik Etkileri Nelerdir?
Prolaktinin en önemli görevleri meme bezlerinin büyümesi ve gelişmesi (Mamogenez), süt üretiminin sağlanması (Laktogenez) ve emzirme döneminde süt salgısının korunmasıdır (Galaktogenez). Annelik davranışı üzerinde etkileri bulunur.
Prolaktin GnRH (gonadotropin salgılatıcı hormon) sentezini baskılayarak cinsiyet hormonlarının üretimini azaltır. Ayrıca FSH (Folikül stimule edici hormon) ve LH (Lüteinleştirici hormon) reseptörlerinin duyarlılığını azaltır. Bu sebeple libido düşürücü ve üremeyi engelleyici etkisi vardır. Erkeklerde görülen yüksek prolaktin seviyesi azalmış LH, testesteron ve azalmış sperm sayısı ile ilişkilidir. Prolaktin kadınlarda belli bir seviyenin üzerinde olduğunda (hamilelik dönemi) yumurtalıkların yumurta üretimini baskılar, östrojen seviyeleri düşer.
Üreme süreçleri üzerindeki etkilerinin yanı sıra prolaktin bağışıklık sistemini anjiyogenezi (damar oluşumu), ve ozmotik dengeyi sağlamada rol oynar. Bu sayede vücuttaki homeostazın (iç denge) korunmasına yardımcı olur.
Prolaktin endokrin sistem, sinir sistemi ve bağışıklık sistemi arasında iletişimi sağlayan önemli bir hormondur. Otoimmün hastalıklarda, fizyolojik ve patolojik süreçlerde bağışıklık yanıtının düzenlenmesinde de rol oynar. Ayrıca amniyotik zarlar boyunca su taşınmasını sağlar, bağırsak epitel zarları boyunca sodyum, klorür, kalsiyum taşınmasında rol alarak ozmotik dengeyi sağlar.
Normal Prolaktin Değerleri Kaç Olmalıdır?
Prolaktin değeri doğurganlık dönemindeki kadınlar için 3,8-23,2 µg/l olması gerekirken erkekler için normal değer 3,0-14,7 µg/l arasındadır.
Hamilelik esnasında ve menopoz sonrası kadınlarda ise:
Hamilelik 1. Trimester (ilk 3 ay): 75 µg/l
- Trimester (ikinci 3 ay): 150 µg/l
- Trimester (son 3 ay): 300 µg/l
Menopozdan sonra: 16µg/l
25-200 µg/l açıkça patolojik değerlerdir.
Prolaktin Ölçümü Ne Zaman Yapılmalıdır?
Prolaktin serumda immunoessey metodu ile ölçülür. Sabah uyandıktan sonra 2-3 saat içerisinde belirlenmelidir. Gece yoğun olarak salınan prolaktin sirkadiyen ritimle düzenlendiğinden ölçüm zamanı önemlidir. Gebelik ve emzirme dönemlerinde fizyolojik olarak yüksek değerlerde seyreden prolaktin, eğer gebelik dışı dönemde yüksek ise patolojik bir duruma işaret eder. Antipsikotik ilaçlar, antihipertansif ilaçların kullanımı 1 hafta öncesinde bırakılmalıdır.
Prolaktin ölçümünü gerektiren durumlar:
-
- Erkek ve kadında kısırlık
- Amenore (adetin kesilmesi), Oligomenore (adetin azalması) dahil adet düzensizlikleri
- Galaktore (hamilelik dışı meme bezlerinden süt gelmesi)
- Cinsel işlev bozuklukları (Erkeklerde libido kaybı)
- Şüpheli hipofiz fonksiyon bozukluğu
- Şüpheli hipofiz kitle lezyonu
- Görme alanı bozuklukları ve baş ağrısı varlığında prolaktin ölçümü istenir.
Prolaktin Yüksekliği Neden Olur?
Prolaktin seviyesinin patolojik olarak yüksek seviyelerde seyretmesine Hiperprolaktinemi denir. Gebelik ve emzirme dönemlerinin dışında prolaktin normal seviyelerin üzerindeyse patolojiktir. Yüksek proteinli diyetler, stres, hipoglisemi gibi faktörler prolaktin yükselmesine sebep olabilir.
Prolaktinin yükselmesine sebep olan durumlar şu şekilde listelenebilir;
- Prolaktin salgısının artmasına neden olan tümörler (prolaktinoma)
- Hipofiz tümöründe dopamin eksikliği
- Böbrek yetmezliği (prolaktin yeterince atılamadığı için vücutta birikir)
- Hipotiroidizm (Tiroid bezlerinin yetersiz çalışması)
Prolaktin salınımı fizyolojik olarak dopamin tarafından baskılandığı için vücutta dopamin salgısını baskılayan ve hipofizdeki etkisini engelleyen ilaçlar prolaktin seviyesinin yükselmesine sebep olabilir.
Sebep olan bazı ilaçlar
Antipsikotikler:
Klorpromazin, Flufenazin, Haloperidol, Paliperidon, Risperidon, Amisulpirid, Ketiapin, Metoclopramid, Amoksapin,
MAO İnhibitörleri
Pargilin, Klorgilin
Antihipertansifler
Metildopa, Verpamil
Opioid Analjezikler
Morfin, Metadon
En yaygın görülen sebep Prolaktinoma’dır (Hipofiz tümörü). Genel olarak 20-40 yaş arası kadınlarda görülmekle beraber 50 yaşından sonra her iki cinsiyette de benzer görülür. Bunun dışında hipofiz dışı tümörler, hipofiz metastazları, hipofiz sapını sıkıştıran işlevsiz adenomlar da sebepler arasında sıralanabilir.
Prolaktin Düşüklüğü Nedir?
Prolaktin seviyesinin normal seviyelerin altında bulunması hipoprolaktinemi olarak adlandırılır. Prolaktin yüksekliğine göre nispeten daha az rastlanan bir durumdur. Özellikle erkeklerde klinik olarak anlamlı olabilecek durumlarla ilişkili bulunmuştur. Düşük prolaktin seviyeleri erektil disfonksiyon, erken boşalma, anksiyete ve depresyon gibi durumlara sebep olabilir.
Hiperprolaktinemi Teşhisi Nasıl Koyulur?
Hiperprolaktineminin olası nedenleri detaylı olarak araştırılmalıdır. Kullanılan ilaçlar, yaşam tarzı, klinik semptomlar değerlendirilerek serumda prolaktin ölçümü yapılır.
Hipotiroidizm, hipogonadizm, böbrek yetmezliği, görme bozuklukları, baş ağrısı gibi semptomların varlığı hiperprolaktinemiye işaret edebilir.
Uyandıktan en az 2-3 saat sonra açlık kan örneği alınır. Referans aralıkları kadınlarda erkeklere göre daha yüksektir. Kadınlar için prolaktin değeri 3,8-23,2 µg/l arasında olması gerekirken erkekler için normal değer 3,0-14,7 µg/l arasındadır.
25-200 mg/l açıkça patolojik değerlerdir. 250 µg/l prolaktinom varlığına işaret edebilir. Ancak prolaktin seviyesini makroprolaktin varlığı da etkileyebilir.
Prolaktin Testleri ve Makroprolaktinemi
Serumda ölçülen prolaktin laboratuvarda otomatik immunoassay metodu ile ölçülür.
Makroprolaktin çoğunlukla prolaktin ile IgG ve antiprolaktin antikorlarını içeren moleküler ağırlığı yüksek bir komplekstir. Vücuttan atılımı yavaş olduğu için kanda prolaktin konsantrasyonunu artırır. Makroprolaktin varlığı biyokimyasal testlerin yanlış yorumlanmasına yol açarak hem gereksiz hem de maliyetli ve zarar verecek müdahalelere sebep olabilir.
Hiperprolaktinemi hastalarında %10-25 oranında makroprolaktin varlığı görülebilir. Makroprolaktinler biyolojik olarak inaktif oldukları için klinik bir semptoma sebep olmazlar. Ancak testlerin yanlış yorumlanmasına sebebiyet verirler.
Prolaktin içeren serumların makroprolaktin içerip içermediğine bakmak için PEG (polietilen glikol) ile çökeltme kullanılarak örnek alt fraksiyonlara ayrılır. PEG makroprolaktinlerin IgG içeren formunu çökeltir.
Prolaktin Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?
Prolaktin yüksekliği her iki cinsiyette de hipogonatropik hipogonadizm (cinsiyet hormonlarının yetersiz üretilmesi) ile ilişkilidir ancak semptomlar cinsiyete özgüdür.
Kadınlarda genellikle oligomenore (adetin seyrekleşmesi) ve amenore (adetin kesilmesi), anovulasyon (yumurtalıkların yumurta üretimini durdurması), galaktore (hamilelik dışı meme bezlerinden süt gelmesi), premenstural sendrom, anksiyete ve depresyon eğilimi görülür. Ayrıca östrojen seviyelerinin azalmasına bağlı olarak kemik kaybı, ateroskleroz görülebilir.
Erkeklerde ise iktidarsızlık, libido kaybı, jinekomasti, kısırlık görülür. Erkeklerde semptomların görülür hale gelmesi ancak ileri bir aşamada fark edilir.
Eğer prolaktin yüksekliği tümör kaynaklı ise hipofiz adenomu kafa içi basınca sebep olur ve buna bağlı gelişen baş ağrıları ile görme alanı sorunları ortaya çıkabilir.
Prolaktin Yüksekliği Tedavisi Nasıl Olur?
Prolaktin yüksekliğinin sebebi teşhis edildikten sonra sebebe yönelik tedavi uygulanır. Eğer Hipofiz tümörü kaynaklı ise buna yönelik tedavi uygulandığında prolaktin seviyesi normal seviyelere düşecektir.
Mevcut tedavi yöntemleri arasında Dopamin reseptör agonistleri (Dopamin salgısını artıran uyaranlar) bulunmaktadır. Bromocriptin en yaygın kullanılan dopamin agonistidir. Prolaktin seviyesinin hızla düşmesini sağlar, ancak ilacın yan etkileri arasında kalp kapakçığı fonksiyon bozukluğu yer alır. Bu ilacı kullananların mutlaka düzenli olarak kardiyolog kontrolünde olmaları gerekir.
Bunun dışında stresten uzak bir yaşam biçimi, sağlıklı beslenme de prolaktin seviyelerinin düşmesine yardımcı olacak faktörlerdir.
Hazırlayan: Ecz. Saliha M. Zenbilci
Kaynaklar
- Allgemeine und spezielle Pharmakologie und Toxikologie / W. Forte, D. Henschler, W. Rummel / 2017/ Elsevier / ISBN 978-3-437-42525-7
- Freeman ME, Kanyicska B, Lerant A, Nagy G. Prolactin: structure, function, and regulation of secretion. Physiol Rev. 2000 Oct;80(4):1523-631. doi: 10.1152/physrev.2000.80.4.1523. PMID: 11015620.
- Saleem M, Martin H, Coates P. Prolactin Biology and Laboratory Measurement: An Update on Physiology and Current Analytical Issues. Clin Biochem Rev. 2018 Feb;39(1):3-16. PMID: 30072818; PMCID: PMC6069739.
- Macotela Y et al.: Time for a New Perspective on Prolactin in Metabolism. Trends in Endocrinology & Metabolism 7 February 2020
- Kinon BJ, Gilmore JA, Liu H, Halbreich UM. Geleneksel antipsikotik ilaçlar veya risperidon ile tedavi edilen şizofreni hastalarında hiperprolaktineminin yaygınlığı. Psikonöroendokrinoloji. 2003; 28S2 :55–68.