İlk olarak lenfatik sistemle ilgili kayda geçen kayıtlar Hipokrates’a aittir. Hipokrates’ın belgelerinde koltuk altı lenf nodlarından, içerisindeki beyaz kandan bahsedilmiştir. Bu kana ‘chyle’ denilmiştir. Aristoteles ise lenfatik sistemden, renksiz sıvı şeklinde bahsetmiştir.
Lenf sistemi tıp tarihinde literatürde yerini daha geç almıştır. Bunun nedenleri arasında sıvının renksiz olması, damarların küçük, renksiz ve sıklıkla kollabe olmaları, dokuları inceleme sırasında görülmede zorluk çekilmesi gibi nedenler bu bağlamda etkili olmuştur.
Lenfödem nedir?
Lenfatik sistem kapsamlı bir ağdır ve lenfatik sistemin ana görevi, vücutta protein, makro moleküller, hücreler ve beyaz kan hücrelerini içeren lenf sıvısını taşımaktır.
Lenfatik sistem, kardiovasküler sisteme eşlik etmektedir. Vücuttaki iki vasküler sistemden biridir ve anatomisi son derece karmaşıktır. Lenfatik sistemi oluşturan damarların çoğu küçüktür.
Lenfödem modern tıpta lenf damarlarının tıkanması sonucunda hücreler arası sıvı artışı ve buna bağlı şişlik durumu olarak tanımlanır. Aynı zamanda lenfatik sistemin tıkanarak iltihaplanması ve bunun sonucunda akışın bozulmasına bağlı olarak herhangi bir ekstremitenin şişmesi, deri ve deri altı doku bütünlüğünün bozulması da elefantiasis olarak adlandırılmaktadır.
Lenfödem birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Proteinden zengin sıvının artışı ve birikmesi sonucunda oluşmaktadır. Lenfödem birçok yerde görülebilmektedir. Bunlar arasında gövde, ekstremiteler, karın, baş ve boyun, dış cinsel organlar ve iç organlar vardır. Lenfödem fiziksel aktiviteye zarar vermektedir ve bu durum hayatı etkiler.
Lenfödem tanısı nasıl olur?
Dünya genelinde 150-200 milyon lenfödem hastası olduğu düşünülmektedir. Türkiyede ise kesin bir sayı yoktur.
Lenfödem etiyolojisine bağlı olarak primer veya sekonder olarak 2 sınıfa ayrılır.
- Primer lenfödem
Doğuştan veya kalıtsal olarak gelişen lenfatik vasküler eksikliği sonucunda meydana gelen fonksiyon bozukluğudur. Primer lenfödemde lenf damarlarında yeterince gelişim olmamış ya da hiç gelişme meydana gelmemiştir. İlgili genlerde bir dizi mutasyon meydana gelmiştir. Doğumda anormaliler meydana gelebileceği gibi yaşamın ilerleyen zamanlarında da oluşabilir. Genellikle bu durum yaşamın ilk 2 yılında oluşur. Primer lenfödeme bağlı olarak Milroy hastalığı gibi hastalıklar da görülmektedir. Genellikle bu hastalık alt ekstremiteleri etkiler ve doğum veya doğumdan hemen sonra ortaya çıkar ancak bazı durumlarda ergenlikte küçük yaralanmalar sonucunda da oluşabilir.
- Sekonder lenfödem
Primer lenfödeme göre daha sık gözlemlenmektedir ve çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelip lenf dolaşımında bozulmalara neden olur. Sekonder lenfödemin nedenleri arasında;
- Kanser cerrahisi,
- Radyosyan tedavisi,
- Kronik venöz yetmezlik,
- Travma, lipödem,
- Tekrarlayan enfeksiyon,
- Metastaik malign hastalıklar ve
- Altta yatan sistemik hastalıklar vardır.
Primer lenfödemde anamnez ve muayene ön tanı koyma önemlidir. Ancak çocuklarda primer lenfödemin erken tanısı için bu yöntemler yeterli olmamaktadır.
Sekonder lenfödem daha çok orta ve ileri yaş erişkinlerde görülürken, primer lenfödem gençlerde ve özellikle kadınlarda görülmekte olup net olmamakla birlikle prevelansı %5-10’dur.
Ultrason, lenfangiografi, lenfosintigrafi, MRL ve NIR-ICG gibi yöntemler lenfödem tanısı konulmasına yardımcı olmaktadır.
Lenfödem tedavisi nasıl olur?
Lenfödem tedavisi zor olan, direnç gösteren ve vücudun bir veya daha fazla bölümünde şişmelere sebebiyet veren bir hastalıktır. Dünya genelinde hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık problemidir. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak sorunlar yaratan, yaşam kalitesini bozan bir durumdur.
Burada erken tanı çok önemlidir. Erken tanı konulmamış ve bazı önlemler alınmamışsa tedavi süreci daha da zorlaşabilmektedir. Lenfödem tanısı için anamnezin doğru alınması gerekmekte ve fiziksel nedenin kapsamı iyi araştırılmalıdır. Aynı zamanda psikolojik nedenler de göz ardı edilmemelidir.
Modern tıpta altta yatan sebeplere yönelik bir tedavi bulunamadığı için tedavideki amaç lenfödemin ilerlemesini kontrol altına almaktır. Özellikle kanser tedavisi sonrasında lenfödem gelişimi varsa ekstermite çevresinin ya da hacminin ölçülerek takibe alınması ve erken tedaviye başlanması gerekmektedir. Kanser tedavisinde ödem bariz hale gelmeden aralıklarla ölçüm yapılmalıdır. Ödem kontrolsüz bırakılırsa yavaşça ilerleyecek ve günlük hayatı kısıtlayacaktır.
Lenfödem tedavisinde etkin bir ilaç bulunmamaktadır. Bu nedenle konservatif tedavi yöntemlerine başvurulmaktadır.
- Egzersiz,
- Deri bakımı,
- Kompresyon bandajları,
- Manuel tedavi
- Havalı kompresyon
gibi yöntemler belli başlı konservatif tedavi uygulamalarıdır ve kombinasyonlar halinde uygulanması daha iyi sonuçların alınmasına yardımcı olacaktır.
Dekonjestif tedavide fizyoterapi yöntemleri uygulanmaktadır ve ödemin derecesini azaltma, derinin sağlığını koruma amaçlanmaktadır. Genelde 2 aşamada bu tedavi sistemi uygulanır. İlk aşama faz 1 olarak da adlandırılmakta olup çoğunlukla hastaneye yatış gerektiren yoğun bir rejimdir. Genellikle haftada 5 gün uygulanmaktadır. Süresi hastaya göre değişir ancak genelde üst ekstremite için ortalama üç hafta, alt ekstremite için dört haftadır.
Lenfödem hastalarında tanı ve tedavide Manuel lenf drenajı (MLD) uygulaması yapılmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi manuel olarak uygulanan bir tekniktir. Bu teknikte lenf sistemine elle manüpule edilerek ödemli bölgede bloke olmuş lenf sıvısının serbest akışının sağlanması amaçlanmaktadır. Hafif, yavaş ve spesifik bir eylemdir.
Komperesyon bandajı esnemeyen, kısa bir yapıya sahiptir ve ekstremite boyutunu azaltmak için uygulanmaktadır. Burada amaç sıvının ekstremite dışına akmasıdır.
İkinci aşama ise ekstermitede elde edilen sonucun korunma fazıdır. Hastalar gün boyu “bası giysileri” giyerler. Geceleri kompresyon bandajı ya da özel dizayn edilmiş cihazlar kullanırlar.
Lenfödem belirtileri nelerdir?
Lenfödem gelişmiş ülkelerde bazı kanser ve kanser tedavilerinde bir komplikasyon olarak meydana gelirken, gelişmemiş ülkelerde paraziter enfeksiyonlardan dolayı meydana gelmektedir. Lenfödem genellikle alt ekstremitelerde meydana gelirken aynı zamanda gövde bölgesini de etkilemektedir.
Lenfödem hastanın yaşına, dokunun cinsine, blokajın derecesine, sekonder deri değişiklerinin bulunup bulunmamasına bağlı olarak farklılık göstermekte olup ana belirti o kısmın hacmen genişlemesi ve büyümesidir. Ödem dinlenme halinde azalabilir ancak her geçen gün şişlikte artma olacaktır. Genelde tek ekstremitede meydana gelmektedir ancak hastalığın %25 oranında 2 tarafta da tutulum meydana gelebilir.
İlk olarak sert bir lastik kıvamında iz bırakmayan bir ödem olarak oluşmaktadır. Ödem ilerledikçe kıyafetlerin uyması zorlaşır, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler meydana gelmeye başlar. Ödem genelde ilk olarak ayak sırtında ve bileklerde oluşur. Bu Buffalo Hump olarak da adlandırılır. Ödem yıllarca ayak ve bileklerde devam eder ve daha sonra tibia proksimaline ve dizüstüne doğru ilerler. Zamanla dokuda kalınlaşma meydana gelir. Buna bağlı olarak deri altında proteinden zengin ödem sıvısı birikmesi meydana gelir ve fibröz doku artar. Fibröz doku derinin kalınlaşmasına ve esnekliğin yitirilmesine neden olur.
Derinin ileri derecede gerilmesi ve damarların zayıflaması sonucunda ülserler ortaya çıkmaktadır.
Kişilerde lenfödem sonucunda
- Halsizlik
- Ağırlaşma hali
- Ağrı
- Karıncalanma
- Rahatsızlık hissi
- Hareket zorluğu
- Kızarıklık
Gibi durumlar gözlemlenmektedir.
Kolda lenfödem gelişimi varsa; duyusal bozukluklar, şişlik, ağrı, güç kaybı, elde ve bilekte esnekliğin azalması, hareket zayıflığı, dolgunluk hissi, enfeksiyona yatkınlık ve ciltte hassasiyet meydana gelmektedir.
Bacakta oluşan lenfödem belirtileri nelerdir?
Alt ekstremitede görülen lenfödemde en sık gözlemlenen belirtiler arasında; bacak ağrıları, kaşıntı, cilt bölgesindeki değişiklikler, enfeksiyon, harekette kısıtlılık ve olumsuz beden imajı yer almaktadır.
Bacaklardaki lenfödem tedavisi nasıl olmaktadır?
Bacaklarda ödem olduğunda kompresyon çoraplarından yararlanılabilir.
Lenfödem egzersizleri nelerdir?
Lenfödem tedavisinde egzersizin önemi çok fazladır. Burada lenf sıvısının akış hızı iskelet kasları tarafından sağlanan aralıklı dış basınca bağlı olup sıvı drenajı için kas aktivitesi gerekmektedir.
- Burada yürüyüş veya jimnastik hareketleri yapılabilir.
- Egzersiz sırasında “bası giysisi” giyilmeli, bandaj veya çorap kullanılmalıdır.
- Egzersizler sırasında aşırı yüklenme yapılmamalıdır.
- Egzersizin süresi ve şiddeti kademeli olarak artırılmalıdır.
- Aktivite sırasında ve sonrasında ekstremitenin boyut, şekil, doku, yapı, ağrı, ağırlık veya sertlik gibi herhangi bir değişiklik açısından izlenmesi gerekmektedir.
Burada egzersiz programı kişiye özeldir ve fizyoterapistler tarafından hazırlanması gerekmektedir. Genel olarak aktivite riski; yararlı, orta riskli ve riskli aktiviteler olmak üzere 3 ‘e ayrılabilir.
- Yararlı aktiviteler: Yüzme, yürüme, yoga, lenfödem için egzersiz programları
- Orta riskli: Jogging, koşma, yürüme bandı, binicilik, dağcılık
- Yüksek riskli aktiviteler: Bahçe işleri, tenis/raket sporları, golf, kar küreme, eşya taşıma, valiz taşıma, ağır alış veriş torbası taşıma (4-6 kilodan fazla), ileri binicilik
Lenfödem bitkisel tedavi ile tedavi yaklaşımı nedir?
Lenfödem tedavisinde tamamlayıcı ve alternatif tedavi yaklaşımları aranmış ve bu konularda araştırmalar yapılmıştır.
Yoğurt otu (Galium aparine) ve ısırgan otu (Urtica sp) lenfödem üzerine etkili olabilmektedir. Toksinlerin vücuttan atılımını hızlandırarak ödemin giderilmesine yardımcı olmaktadır. Yoğurt otu iyi bir diüretiktir ve kanı temizleyerek fazla sıvının vücuttan atılmasına, vücuttaki toksik atıkların temizlenmesine yardımcı olur. Isırgan otu ise iltihap giderici etkiye sahiptir.
Kumarin, vitamin E, at kestanesinin lenfödem üzerine etkilerine bakılmıştır. Geleneksel tıpta kayıtlar mevcutken modern tıpta bu bitkilerin lenfödem üzerine etkisi yeterince çalışılmamıştır.
Hacamat ile lenfödem tedavisi mümkün müdür?
Hacamat eski zamanlardan bu yana alternatif tıb yöntemi olarak kullanmaktadır. Eski zamanlarda Yunan, Mısır ve Mezopotamyada ki insanlar hacamatı uygulamışlardır. İnsanları sarı safra, siyah safra, balgam ve kan olmak üzere 4 mizaçtan oluştuklarına ve sağlık için bunların dengeli olması gerektiğine inanıyorlardı.
Hacamat yönteminde kan akıtarak deride bir yırtılma yapılmaktadır. Bu nedenle lenfödem hastalarının uzman kişiler tarafından hacamat yaptırması son derece önemlidir. Uzman kişiler tarafından yapılmazsa kişilerde enfeksiyona sebebiyet verebilir.
Lenfodemde beslenme yaklaşımları nelerdir?
Beslenme lenfödemin tedavisinde son derece önemlidir. Burada bireylerin;
- İdeal vücut ağırlığının korunması,
- Dengeli, az tuzlu, az yağlı, lifli besinler tüketilmesi gerekmektedir.
Hazırlayan: Uzman Diyetisyen Elif Baysal
KAYNAKÇA
1.Türken A., Eskiyecek C. Lenfödem Rehabilitasyon. 2020. Egzersiz Spor Ve Sağlık (pp.21-40)
2.Ceylan İ. Lenf Sistem ve Hastalıkları. 2016. Türk Cerrahi Derneği Yayınlar, Ankara
- Borman P. Lymphedema diagnosis, treatment, and follow-up from the view point of
physical medicine and rehabilitation specialists. 2018. Turk J Phys Med Rehab, 64(3):179-197
- Ridner SH. Pathophysiology of lymphedema. Semin Oncol Nurs 2013;29:4-11.
- B. Brix, G. Apich, C. Ure, A. Roessler, N. Goswami. Physical Therapy Affects Endothelial Function In Lymphedema Patients. 2020. Lymphology, 53: 109-117
6.Tuna I. Lenfödem Tanı ve Tedavisine Güncel Bakış. ACU Sağlık Bil Derg, 2020; 11(1):14-22
- Kuroda, K., Yamamoto, Y., Yanagisawa, M., Kawata, A., Akiba, N., Suzuki, K., & Naritaka, K. (2017). Risk factors and a prediction model for lower limb lymphedema following lymphadenectomy in gynecologic cancer: a hospital-based retrospective cohort study. BMC Womens Health, 17(1), 50.
- Reefy S., Nezhad M. Lymphedema Following Cupping Therapy “Hijama” Post Breast Cancer Surgery and Axillary Clearance. Bahrain Medical Bulletin, Vol. 36, No. 1, March 2014
- Dönmez A., Özdemir L. Lenfödemde Cilt Bakımı ve Koruyucu Yaklaşımlar. 2016. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi, 54–64