Prostat mesanenin hemen altında yer alan erkek üreme sistemine ait olan bir salgı bezidir. Prostatik dokuda yüksek konsantrasyonda çinko bulunmaktadır. Bu erkeklerin idrar yolu enfeksiyonuna karşı kadınlardan daha dirençli olmasını sağlayan faktörlerden biridir. Prostat ergenlik yaşına kadar aktif değildir. Ergenlikle birlikte testosteronun etkisi ile faaliyet göstermektedir. 10-20 gram ağırlığındadır. Yaşlanmayla birlikte görülme olasılığında artma meydana gelmektedir. İyi huylu prostat hiperplazisi ve prostat kanseri, prostat fonksiyon bozukluğunda oluşan rahatsızlıklardır.
Prostat Nedir?
Prostat Yunanca kökenli bir kelime olup ‘protastes’ kelimesinden gelmektedir. Prostatın anlamı önde duran, nöbetçi, koruyucu demektir. Sadece erkeklerde bulunan üremeye yardımcı bir bezdir. Prostatın ağırlığı 10-20 gram arasında olup yaklaşık olarak büyüklüğü bir ceviz kadardır. Prostat bezi, pelvik diyafram ile periton boşluğu arasındaki subperitoneal bölmede bulunmaktadır. Kolayca anlatmak gerekirse prostat, mesane ve penis arasında yer alan ceviz büyüklüğünde bir bezdir. Rektumun hemen önündedir.
Prostat rahatsızlıkları genellikle ilerleyen yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Prostat; iyi huylu prostat hiperplazisi (BPH) ve prostat kanserinin oluşmasına neden olmaktadır.
İyi huylu prostat hiperplazisi; büyük ölçüde geçiş bölgesinde yani prostat dokusunun üretrayı çevreleyen kısmında meydana gelen, hücresel proliferasyona bağlı olarak artan prostat hacmi olarak tanımlanmaktadır. İyi huylu prostat hiperplazisi yaşa bağlı ortaya çıkan bir hastalıktır. 40 yaşındaki erkeklerde görülme olasılığı %5-10 arasında değişirken, 70-80 yaşlarındaki erkeklerde bu oran %80’a ulaşmaktadır.
Prostat kanseri Batı ülkelerinde onkolojik hastalıklarda ikinci ölüm nedenidir. Prostat dokusunu oluşturan bazı hücrelerin anormal seyir göstererek tümör yapıları oluşturması sonucu meydana gelmektedir. Kanser prostatın sadece bir kısmında gelişebileceği gibi birden çok kısmında da gelişebilmektedir. Prostat kanserinin görülmesinde etnik köken etkili olmakla beraber artan yaş malign (ölümcül) tümörün gelişmesinde ve yayılmasında önemli bir faktördür. Erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Yaşlanmayla birlikte daha sık görülür. 45 yaşından önce görülme olasılığı azdır.
Yaşlanmayla birlikte hormonal değişiklikler meydana gelmektedir. Meydana gelen bu hormonal değişiklikler prostat hastalıklarının patogenezinde (hastalığın kaynağında) rol oynar. Bunlara;
- Cinsel hormonlar
- İnsülin benzeri büyüme faktörü 1 (IGF1)
- Tiroid hormonları
- Kortizol ve insülin değişiklikleri dâhildir.
Hiperinsülinemi prostat dokusunu etkilemekte olup prostat iltihabı ve hiperplazi (hücre sayısının artması nedeniyle organın büyümesi) ile ilişkilidir. Ancak bu ilişkinin mekanizması henüz tanımlanmamıştır.
Prostat Kanserinde Görüntüleme Yöntemleri
-
- Transrektal Ultrasonografi (TRUS): Prostat kanseri teşhisi ve lokalizasyonunda sınırlı yeri vardır. Prostat kanserinin biyopsisinde ve lokal tedavisinde kılavuzdur. Ultrason güvenli ve ağrısız olup ses dalgalarını kullanarak vücudun iç kısmını görüntülemektedir.
- Bilgisayarlı Tomograf: Yeni tanı konulmuş prostat kanseri hastalarında bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılır. Prostat kanseri saptamada ve evrelemede yeri sınırlıdır. Prostat içi anatomi ve prostat ile levator ani kası ayrımı iyi gösterilmez ancak belirgin klinik bulgularla gelen ve lokal hastalığına bağlı belirgin bulguları olan olgularda faydalıdır.
- Multiparametrik Prostat MR: Prostat kanseri teşhisine yardımcı olmak için yapılan özel bir MR taraması türüdür. 50 yaşından itibaren rutin kontroller şeklinde yapılması gerekmektedir. Erken tanı koymada yardımcıdır. Tanı konulan hastalarda görüntülüme yöntemlerinden faydalanılarak tümörün yeri saptanabilmektedir.
Prostat Kanseri İçin Risk Faktörleri
Prostat kanseri için risk faktörleri aşağıdaki gibidir:
- Yaş: Prostat kanseri görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır.
- Aile öyküsü: Yapılan çalışmalar sonucunda hastaların yaklaşık %15’inde aile üyelerinin de prostat kanseri olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda prostat kanseri oluşmasından sorumlu gen grupları da tanımlanmıştır.
- Sigara: Sigara tüketimi prostat kanseri oluşma riskini artırmaktadır.
- Obezite: Fazla kilo prostat kanseri oluşma riskini artırmaktadır.
Yaşlanmanın Prostat Üzerindeki Etkisi
Yaş almayla birlikte prostat hastalıkları oluşmakta ve androjen ( her iki cinste de bulunan ve çoğunluğu böbrek üstü bezinden salgılanan madde) düşüşü meydana gelmektedir. Yaşlanma sırasında erkeklerdeki testosteron (T) düzeylerinde yıllık %1-2’lik bir düşüş meydana gelir. Çeşitli hastalıkların varlığı da testosteron üretiminde azalmaya neden olmaktadır. Bunlar;
- Östrojen artışına da yol açabilen obezite,
- Tip 2 diabetes mellitus,
- Metabolik sendromdur.
Androjenler erkek genital sisteminin gelişimi ve büyümesi için gereklidir. Androjenlerin prostat üzerindeki etkileri esas olarak hem prostatik stromal hem de epitel hücrelerinde eksprese edilen androjen reseptörü (AR) aracılığıyla gerçekleşir.
Prostat Hastalıklarının Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Prostat yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan bir hastalıktır. Prostat tanısını koyarken en çok kullanılan yöntem prostat muayenesidir. Riskli bir durumla karşılaşıldığında prostat spesifik antijen (PSA) testi uygulanmaktadır. Bunun dışında radyolojik görüntülemeler, biyopsi ve idrar analizi de tanı koymada kullanılan yöntemler arasındadır.
Tanı konan hastalığa yönelik tedavi planı doktor tarafından belirlenerek hemen başlatılmalıdır.
Prostat Tedavisinde Beslenme Yaklaşımları
- Nar; prostat kanser hücrelerinin yayılmasını, çoğalmasını ve tümörün büyümesini güçlü bir şekilde baskılamaktadır. Yapılan çalışmalarda meyvenin değişik ekstrelerinin (özüt) birlikte kullanımı, tek bir ekstreden daha etkili olduğunu göstermektedir. Hayvan deneyleri sonucunda narın antikanser etkili olduğu tespit edilmiştir.
- Domates içerisinde domatese kırmızı rengine veren karotenoid olan likopen bulunmaktadır. Likopenin yapılan çalışmalar sonucunda prostat kanser hücrelerini azalttığı tespit edilmiştir.
- Isırgan otu; prostat büyümesine karşı hem önleyici hem de tedaviyi destekleyicidir.
- Brokoli; prostat hastalıklarının gerilemesine etki ederek ani semptomların giderilmesinde yardımcıdır. Özellikle haşlanma yöntemi tercih edilmelidir.
- Zerdeçal; Prostat kanseri olmak üzere kanser önleyicidir. Kanserin kemiklerde yayılımını engelleyicidir.
- Somon; Omega 3 yağ asitleri prostat sağlığını destekleyen önemli bir besindir. Somon içerisinde omega 3 yağ asitlerini barındırmaktadır. Yapılan çalışmalar haftada 1 somon gibi balık tüketiminin prostat sağlığına yararlı olacağını göstermektedir.
- Kabak çekirdeği; İyi huylu prostat başta olmak üzere prostat sağlığına faydalıdır. Kabak çekirdeği içindeki yağ, hormonların prostat hücrelerinin çoğalmasını tetiklemesine engel olmaktadır.
- E vitamini, selenyum ve likopen kombinasyonu içeren diyetle beslenmenin bu maddeleri ayrı ayrı almaya göre prostat kanserini belirgin derecede düşürdüğü gözlenmiştir.
Prostat Bitkisel Tedavi
Prostat tedavisinde bitkisel tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bitkisel tedavi yöntemleri hastalığın gerilemesine yardımcı olmaktadır. Ancak bitkilerin kullanım dozajının doğru bir şekilde belirlenmesi tedavide çok önemlidir.
- Cüce palmiye (Serenoa repens); prostatın bitkisel tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Amerikan cüce palmiye ağacının meyvesinin kurutulması yoluyle elde edilir. Genellikle idrar azaltıcı ilaçlardaki etken madde olarak bilinmektedir. Sık ve fazla miktarda idrar yapmaya neden olan prostat hastalıklarının bu belirtisinin gerilemesinde oldukça etkili bir bitkidir.
- Afrika Eriği (Pygeum Africanum); afrika eriğinin kabuğundan elde edilen bir bitkidir. Yapılan çalışmalar sonucunda iyi huylu prostat hiperplazisine bağlı semptomların iyileşmesine yardımcı olduğunu fark edilmiştir.
- Isırgan Otu (Urtica dioica); yapılan çalışamalarda prostat üzerine olumlu etkileri olduğu keşfedilmiştir ancak yeni çalışmalarla desteklemek gerekmektedir.
- ‘Güney Afrika Yıldız Bitkisi (Hypoxis Rooperi); içerisindeki etken madde beta-sitosterol’dür. Etki mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Prostat büyümesinin inhibisyonu, anti-inflamatuvar, anti-androjenik ve anti-östrojenik aktivite göstermektedir.
Prostat İçin Çay Tavsiyesi
- At kestanesi,
- Ayrık otu,
- Ökse otu,
- Maydanoz ve
- Isırgan otu
1 litre suya 1’er çay kaşığı katılarak çay gibi demlenir. Günde 2 bardak olarak tüketilir. Çay tüketimi ile birlikte sık ve ağrılı idrara çıkma belirtilerinde gerileme görülmektedir.
Hazırlayan: Uzm. Diyetisyen Elif Baysal
KAYNAKÇA
- Cannarella R., Condorelli R., Barbagallo F., Vignera S., Calogera A. Endocrinology of the Aging Prostate: Current Concepts. Front Endocrinol (Lausanne). 2021; 12: 554078.
- Ittmann M. Anatomy and Histology of the Human and Murine Prostate. Cold Spring Harb Perspect Med. 2018 May 1;8(5):a030346.
- Lee C., Olugbade A., Kirschenbaum A. Overview of Prostate Anatomy, Histology, and Pathology.
- Yılmaz B., Usta C. Nar’ın (Punica granatum) terapötik etkileri. Türk Aile Hek Derg. 2010; 14(3): 146-153
- Hekimoğlu A. Likopenin Antikarsinojenik Etki Mekanizmaları. F.Ü.Sağ.Bil.Tıp Derg. 2010: 25 (1): 57 – 62
- Çetinkaya M., Erdoğan Ö., Deliktaş H., Şahin H. Prostat Spesifik Antijen (Psa). Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı
- Gençhellaç H., Yılmaz E. Prostat Görüntüleme. Türk Radyoloji Seminerleri. 2015; 3: 138-148
- Erdem S., Kadıoğlu A. Benign prostat hiperplazisinde fitoterapi. Androloji Bülteni 2016; 18(64): 13–19